Tulle Dime

Tulle Dimensions. Gerçek ya da kurgu muydu, yoksa gerzek ve karga mıydı?

26 Aralık 2010 Pazar

Bir yerde yabancı olmak


Hani herkesin aklında kendine ait bir resim vardır ya zamanla değişime uğrar, ya da zamanla gerçek olana daha fazla yaklaşırsınız, benimki de otuzuma bir kala böyle bir dönüşüm.

Kendimi aykırı biri olarak değerlendiremem, ama aykırıkları görmeyi seven biriyim. Neden böyle, neden çizginin dışındaki insanları seviyor ve normal olanlardan sıkılıyorum bilmiyorum. Çünkü ben gerçekten çizgi dışı biri değilim. Eskiden kafamda kendimi bir nevi savaşçı, güçlü, cesur vs vs olarak kodlardım, mesela bugün biliyorum ki fazla hassas, güçlüden çok kendi kendine yetmesini bilen, tartışma ve kavgadan nefret eden, güvende olmayı seven biriyim. 

Değişmeyen şey hala aykırı insanlara olan ilgim:) Sanırım bu kafasında bir ütopyayla dünyaya gelen birinin görmek istediği izdüşümleri ile ilgili. Herkesin her çeşit kimliğin içinde bulunduğu bir toplumda yaşamayı hayal etmişimdir her zaman. Mesela bir kişinin bile bir diğerine benzemediği bir toplum düşünün. O zaman insanları bir arada tutan şeyler bugüne kadar savaşlara sebep olan din, ırk, töre, ahlak vs olmayacaktı, ne olurdu peki? 

Dedim ya bir ütopya ise düşlenen, e düşünen de deha değilse çözümlemeler hep pozitif oluyor: İnsanlar bu kavramlardan sıyrılabilselerdi, nasıl yaşarlardı sorusu hep kafamı kurcalamıştır. Eskiden Hemingway'in kitabını çok beğendikten sonra kim diye araştırırken bir "dünya vatandaşı" kavramı olayı çıktı önüme. Kavramdan çok etkilenmiştim. Sonradan aklımdaki bu ütopya farklı kültürlerden örnekler gördükçe değişime uğradı yine: Bu kez herkesin birbirinden farklı değil, birbirinden farklı toplulukların (ama çok sayıda değil) bir arada yaşadığı bir düzen. Kapı komşum amazon olsun mesela, karşı komşum Arap falan.

 Belki bu sebepten daha aykırı demeyeyim de farklı hayat ve tercihler ilgimi çekiyor. Bana yeni bir şeyler öğretebileceklerini düşünüyorum. Öğrenebilir miyim o ayrı soru. Çünkü birşeyi kendi doğal durumunda gözlemek lazım. Aykırıkların gizli yaşandığı bir yerde doğallık da bozuluyor ister istemez. Ben de organik elma yemektense gdo ile idare ediyorum:) Belki organik olanları görmek için harekete geçme zamanım  geldi de geçiyor. Şu yurt dışı seyahat işini planlamam lazım.  

5 inandım inanmadım kuyuya taş atayım diyenler:

bir zamanlar benim de gözüm aykırı olanlardan başkasını görmezdi. sonra bunun biraz da benim aykırı olma isteğimden kaynaklanabileceğini düşündüm. şimdi nispeten daha dengeli ve bol yüzleşmeli bir hayat kurdum kendime, en azından iç dünyamda ve aykırı olanlardan uzak duruyorum. bilmem, belki de hala arayış içindeler ve kendi dengelerini tutturamamışlar gibi geliyor, bir eğretilik var. ama tabi toplumsal, kültürel farklılıktan gelen aykırılıklara bir diyeceğim yok. o zaten kendi çapında doğal ve samimi bir durum.
 
kendinin de aykırı olma isteğinden kaynaklanan demişsin ya, ben de böyle düşünüyorum. zaman geçince gerçekten kendin ile ilgili taşlar yerine oturunca aslında ilgini çekenin aykırılıklardan çok, yine senin deyiminle "kendi çapında doğal ve samimi" farklılıkların seni cezbettiğini görüyorsun... Ben de bunu anlatmak istemiştim. Ama kendi içinde doğal ve samimi farklılıkların cazibesi çok kuvvetli ise kişi için, onları tam olarak göremediği yerlerde yine aykırılıklara bakabiliyor insan el altında onlar var diye.. koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler muhabbeti:) o farklılıkları gidip görmek lazım, bu konuda eksiğim var ve sanırım bir şey yapma zamanı gelmiş:)
 
Bence 'aykırı' sözcüğü tartışmaya çok açık bir kavram..
Neye ve kime göre aykırı?
Ben yaptığım işle, çalıştığım ortamla, arkadaş çevremle son derece normal, sıradan bir görüntü çiziyorum.. Oysa özel yaşamımdaki bazı detayları bilen birileri için o kadar aykırı bir insanım ki, ben ve benim gibilerin anormal oduğumuzu düşünenler bile var..

İnsanlar nedense kendi yaşadıklarından farklı şeyler yaşayan herkesi 'aykırı' olarak etiketlemeye bayılıyorlar..

Bu durumda her birey kendi içinde aykırılıklar taşırken nasıl olur da kendimiz dışındakileri aykırı olarak nitelendirebiliriz ki?
 
cem haklısın aykırı sözcüğü gerçekten de tartışmaya çok açık bir kavram. Yalnız şunu iddia edebilirim ki "aykırı" tek başına ele alınabilecek bir kavram değil. aykırıyı içinde bulunduğu sistemin genelinden daha farklı bir bütün yansıtan yine sistemin bir alt birimi olarak tanımlayabiliriz. dolayısı ile burada sistem ne sorusuna bağlı şekillenen bir kavram var. bence senin dikkati çektiğin nokta bu açıdan sistemin sorunsalı ile alakalı. ki yine haklısın hepimizin bunu kendine sorması ve sorgulaması lazım. ben aykırılık ile farklılık arasındaki ayırımı anlama noktasına yaklaştığımı anlatmaya çalışmıştım. bunlarda aslına bakarsan ciddi bakış farkı taşıyan kavramlar.
 
su çin imparatoru örneği vardır ya bütün halkı deliren bir imparatoru deli diye hapse atmışlar. genel normlara göre o imparator delidir. bilmem noktamı anlatabiliyor muyum?